Meme Kanseri Nedir?

Meme kanseri; göğüs dokusunda yer alan hücrelerin mutasyona uğrayıp, değişmesi ve sonrasında denetimsiz çoğalması sonucu oluşmaktadır. Dünyada ve ülkemizde bayanlar ortasında en sık görülen kanserdir. 

Henüz hastalığın klinik bulgular ortaya çıkmadan evvel erken evrelerde (duktal karsinoma in situ evresi gibi) tespit edilen göğüs kanserlerinde hastaların ömür kalitelerinde bozulma olmadan tedavileri daha kolay ve daha başarılı olmaktadır.

 

Meme kanseri için risk faktörleri nelerdir?

 

Değiştirilemeyen Risk Faktörleri

1-Cinsiyet: Göğüs kanserinde bayanlar erkeklere nazaran 100 kat daha fazla risk altındadır.

2-Yaş: Yaşlanma ile bilhassa 40 yaş ve üzerinde göğüs kanseri riski artmaktadır. 

3-Ailede göğüs kanseri hikayesi ve BRCA1/BRCA2 üzere muhakkak gen mutasyonlarına sahip olmak: Birinci derece akrabalarda (anne, kız kardeş, kız çocuk) göğüs kanseri görülmesi riskini iki kat arttırmaktadır.

4- Göğsün yapısal özellikleri: Ağır göğüs dokusuna sahip olunması,

5-Erken adet görmek(12 yaşından önce) ve geç adetten kesilmek(55 yaşından sonra)

6- Daha öncesinde lenfoma ve gibisi bir hastalıktan ötürü memeyi de içine alacak biçimde göğüs kafesi bölgesine radyo terapi almak

 

Değiştirilebilir Risk Faktörleri

1-Hareketsiz bir ömür sürmek,

2-Fazla kilolu yahut şişman (obez) olmak, 

3-Hiç doğum yapmamış olmak, 

4-35 yaşından sonra doğum yapmış olmak, 

5-Hiç bebek emzirmemiş olmak, 

6-Menapoz sonrası uzun müddetli hormonal tedavi kullanmak, 

7-Sigara içmek,

8-Fazla alkol tüketmek,

Meme kanserinin belirtileri nelerdir?

Kadınların göğüslerini tanımaları belirtileri fark etmek açısından kıymetlidir. Yirmi yaşından başlayarak, her ay sistemli olarak kendi göğüslerini muayene eden bayanların, göğüslerinde oluşabilecek en ufak değişikliği bile erkenden fark etmeleri mümkündür. Göğüs kanserinin en sık rastlanan belirtileri ortasında göğüste ağrısız, vakitle büyüyen bir sertliğin (kitlenin) ele gelmesidir.

Ayrıca ele gelen kitle olsa da olmasa da aşağıdaki belirtiler göğüs kanserinde görülebilmektedir: 

• Bir göğsün tamamının yahut bir kısmının şişmesi, 
• Memede ya da göğüs ucunda ağrı, 
• Tek taraflı göğüs ucunda akıntı (özellikle kanlı akıntı),
• Meme derisinde kaşıntı ve 
• Yanmayla barizleşen egzama. 
• Meme ucunda çekilmeler, 
• Memede portakal kabuğu görünümü oluşması bulunmaktadır.

 

Meme kanseri tanısı nasıl konur?

Kendi kendine göğüs muayenesi yapılmalı!

Kadınlar 20’li yaşlardan itibaren her ay kendi kendine göğüs muayenesi yapmalıdır. Bu muayene sırasında ayna karşısına geçilerek her iki göğsün imajının simetrik olup olmadığına bakmalı, göğüs başı ve derisinde çökme/çekilme, deride kızarıklık ve ödem olup olmadığı incelenmelidir. Göğüste bir kitle yahut her zamankinden farklı bir görünüm fark edildiğinde çabucak doktora başvurulmalıdır.

Yılda 1 defa klinik göğüs muayenesi önemli!

Kadınların 40 yaşından itibaren yılda bir sefer de doktora göğüs muayenesi olması önerilmektedir. Şayet birinci derece akrabalarında göğüs kanseri tanısı alan varsa, bu muayeneler, kanser tanısı alan akrabanın teşhis aldığı yaştan beş yıl öncesinden başlamalıdır.

2 yılda bir tedbir hedefli mamografi çekilmeli!

Ülkemizde, 40-69 yaş aralığında klinik şikâyeti olmayan bayanlarda göğüs kanserinin erken tanısı koyabilmek emelli tarama testidir. Yıllık yahut bireye nazaran 2 yılda bir çekilebilir.

 

Tedaviyi şekillendiren değerli ögeler nelerdir?

Meme kanseri tedavisinde her bir bayanın kendi göğüs kanserinin özelliklerine nazaran, yani bireye özel yapılmaktadır. Tedavi kararında hastalığın göğüsteki yerleşim yeri, evresi, hastanın yaşı ve öbür sıhhat sıkıntılarının var olup olmaması üzere birden fazla faktör göz önünde bulundurulmaktadır.

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı