Ege Üniversitesi Hemşirelik Fakültesi Bayan Sıhhati ve Hastalıkları Hemşireliği Anabilim Kolu öğretim üyesi Doç. Dr. Sezer Er Güneri’nin yürütücülüğünü yaptığı “Afet Sonrası Zelzele Bölgesinde Yaşayan Üreme Çağındaki Bayanların Menstrüel Hijyen Uygulamalarının ve Gereksinimlerinin Belirlenmesi” başlıklı proje, TÜBİTAK 1002 – B Süratli Dayanak Modülü kapsamında desteklenmeye uygun bulundu. Proje ile afet sonrası sarsıntı bölgesinde konteyner kentte yaşayan üreme çağındaki bayanların menstrüel (adet dönemi) hijyen uygulamalarının ve gereksinimlerinin belirlenmesi amaçlanıyor.
Proje takımını tebrik eden Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, “Üniversitemizin bilhassa sıhhat alanına yönelik projeleri TÜBİTAK nezdinde kabul görmeye devam ediyor. Hemşirelik Fakültesi öğretim üyemiz Doç. Dr. Sezer Er Güneri’nin yürüttüğü proje, afet sonrası bayan sıhhatini yakından ilgilendirirken kıymetli bir hususa da dikkat çekiyor. Başarılarından dolayı hocamızı ve takımını tebrik ediyorum” dedi.
Dünyada afetlerin şiddetinin ve sıklığının giderek arttığını belirten Doç. Dr. Sezer Er Güneri, “Bu durum toplum sıhhati üzerinde olumsuz sonuçlara sebep olmaktadır. Doğal afetlerin yol açtığı ziyanlar, farklı insan kümeleri ortasında adil değildir. Daha fazla kırılganlığa ve kaynaklara daha az erişime sahip olan bayanlar, ekseriyetle doğal afetlerin mağdurları olarak görülmektedir. Global olarak bayan nüfusunun yaklaşık yarısı üreme çağındadır, yani menstrüasyon olağan hayatlarının bir kesimidir. Hasebiyle afet bölgesinde hayatta kalan bir bayanın temel gereksinimlerinden birisi de menstrüel hijyen ihtiyacıdır. Menstrüasyonun onurlu bir biçimde yönetilmesi en düzgün vakitlerde bile güç iken kriz vakitlerinde daha da karmaşık bir hal alır” dedi.
“Yetersiz hijyen pek çok enfeksiyona yol açıyor”
Menstrüel Hijyen İdaresi (MHM) olgusundan bahseden Doç. Dr. Er Güneri, “MHM; bayanların ve ergenlik çağındaki kız çocuklarının kanı emmek yahut toplamak için pak bir mesturem idare gereci kullanması ve bu gerecin menstrüasyon devri boyunca gerektiği sıklıkta mahremiyet içinde değiştirilebilmesi, gerektiğinde bedeni yıkamak için sabun ve su kullanılması ve kullanılmış menstrüel idare materyallerinin atılması için tesislere erişimlerinin olması olarak tanımlanmaktadır. MHM, üreme çağındaki bayanları ilgilendiren kıymetli bir bahis olmasına karşın, afet sonrası müdahalelerde çoklukla göz gerisi edilmektedir. Besin, barınma, korunma ve sıhhat üzere temel muhtaçlıklar için materyal dağıtımı yapılmaya çalışılırken menstrüel hijyene çok az dikkat edilmektedir. Menstrüel hijyenin yönetilmemesi, bayanın üreme sıhhatini etkilerken birebir vakitte menstrüasyon atıklarının uygunsuz bertaraf usulleri de toplum sıhhatini etkilemektedir. Menstrüel hijyen ve üreme sıhhati ortasındaki bağ güçlü olduğundan, alt üreme yolu enfeksiyonları, idrar yolu enfeksiyonları ve olumsuz gebelik sonuçlarına yol açan enfeksiyonlar, hijyenik olmayan materyallerin kullanımından kaynaklanabilir. Bu yüzden afet sonrası bayanların menstrüel hijyen uygulamaları ve ihtiyaçlarının belirlenmesine yönelik çalışmalar yapılması gerekmektedir. Biz de bu projede, afet sonrası zelzele bölgesinde yaşayan üreme çağındaki bayanların menstrüel hijyen uygulamalarının ve muhtaçlıklarının belirlenmesini amaçlıyoruz. Çalışma, tanımlayıcı ve kesitsel olarak planlandı” dedi.
Yaklaşık bir buçuk yıl sürecek olan proje; Malatya İnönü Üniversitesi Teknoparkında yürütülecek. Projede Doç. Dr. Sezer Er Güneri’nin yanı sıra bursiyer olarak Beyza Başpınar yer alıyor.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
News
