Uzmanlar uyardı! Evini evcil hayvanlarla doldurmak da bir hastalık!

Sosyal etrafta kabul görememe yahut dışlanma hissinin de ‘Nuh Sendromu’nun ortaya çıkmasında tesirli olabildiğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, bu sendromun bireylerin hayat kalitesini olumsuz tarafta etkileyebildiğini vurguladı.

Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Nuh Sendromu” hakkında bilgi vererek, tedavisi için hangi metotların kullanılabileceğini anlattı.

Evcil hayvan istiflemeye yönelik ruhsal durum

Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Nuh Sendromu, çoğunlukla yalnız hissetme, toplumdan dışlanma, farklılık ve anlaşılmama niyetleri ve hisleriyle karakterize edilebilen ve bu münasebetler nedeniyle de çoklukla kedi, köpek üzere evcil yahut çiftlik hayvanları olmak üzere kişinin bakamayacağı, ilgilenemeyeceği kadar hayvanı takıntılı bir biçimde istiflemesine veyahut biriktirmesine yönelik bir ruhsal durumdur.” dedi.

Uyum sağlamakta zahmet çekenlerde ortaya çıkıyor 

 Bu sendromun, kişinin etrafındaki beşerlerle ahenk sağlamakta zahmet çektiği, kendini yalnız yahut dışlanmış hissettiği durumlarda ortaya çıkabildiğini belirten Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Kişi, çoğunluğun dışında kaldığını ve farklı olduğunu düşünerek kendisini toplumsal manada izole hissedebilir. Bu durum, toplumsal ilgilerde zorluklar yaşamasına ve kendini söz etmekte zorlanmasına neden olabilir. ‘Nuh Sendromu’ çoklukla kişinin kendine has bir kimlik geliştirmekte zorlanması ve toplumda kabul görmek için gayret sarf etmesiyle ilişkilendirilir. Bu durumun altında yatan nedenler ortasında çevresel faktörler, şahsî tecrübeler ve duygusal travmalar bulunabilir.” diye anlattı. 

Bu şahıslar kendisini toplumda dışlanmış hissediyor

‘Nuh Sendromu’nun, bireyin kendisini etrafı tarafından anlaşılmamış ve kabul görmemiş hissettiği, farklı ve yalnız olduğu istikametinde niyet ve hislere karşılık bulan bir durum olduğunu da kaydeden Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Bu sendrom, kişinin kendisini toplumda dışlanmış ve yalnız hissettiği, toplumsal bağlarda zorlandığı ve düşük benlik pahası yaşadığı tarafında birtakım belirtilere sahiptir. Ayrıyeten belirtiler ortasında toplumsal izolasyon, farklılık hissi, düşük benlik pahası, toplumsal bağlarda ve irtibatta zorluklar, duygusal zorluklar ve depresif hisler yer alabilir.” dedi. 

Dışlanma hissi sendromun ortaya çıkmasında etkili 

‘Nuh Sendromu’nun nedenlerinin birden çok faktörün tesiri altında olabildiğini söz eden Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, şöyle devam etti:

“Bunların ortasında çocukluk devrinde yaşanan travmatik tecrübeler, aile içi bağlantılardaki sıkıntılar, toplumsal izolasyon, duygusal ihmal yahut istismar, düşük benlik hürmeti, mükemmeliyetçi kişilik özellikleri, çok empati duyma ve genetik yatkınlık üzere etmenler bulunabilir. Bilhassa çok eleştirilme, reddedilme yahut ihmal üzere olumsuz çocukluk tecrübeleri, bireyin kendine olan itimadını zedeler ve duygusal olarak dışlanmış hissetmesine neden olabilir. Ayrıyeten, toplumsal etrafta kabul görememe yahut dışlanma hissi de ‘Nuh Sendromu’nun ortaya çıkmasında tesirli olabilir. Bu faktörlerin kombinasyonu, bireyin kendini yalnız, anlaşılmamış ve dışlanmış hissetmesine ve ‘Nuh Sendromu’nun belirtilerini deneyimlemesine yol açabilir.”

Yaşam kalitesini olumsuz etkiliyor

Sendromun bireylerin hayat kalitesini olumsuz istikamette etkileyebileceğini de söyleyen Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, “Bu sendrom, toplumsal etkileşimde zorluklar, bağlantı eksikliği, tekrarlayan davranışlar ve hudutlu ilgi alanları üzere belirtilerle ilişkilendirilebilir. Bu durum, günlük hayat aktivitelerini yerine getirme yeteneğini etkileyebilir, şahsî münasebetlerde problemlere yol açabilir, iş, okul, öbür toplumsal ortamlarda zorluklar ve genel ömrün refahını azaltabilir. Ayrıyeten sıhhat problemlerinin yaşanmasına da tesir edebilir.” dedi.

Tedavi için hangi usuller kullanılır?

‘Nuh Sendromu’nun tedavisinin, çoklukla multidisipliner bir yaklaşım içerdiğini ve bireyin spesifik gereksinimlerine ve semptomlarına yönelik olarak şahsileştirilmiş bir plan oluşturmak gerektiğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Uluğ Çağrı Beyaz, sözlerini şöyle tamamladı:

“Tedavi ekseriyetle eğitim, terapi ve dayanak hizmetlerini içerir. Ayrıyeten farmakolojik müdahale de gerekebilir. Eğitim programları, bireyin irtibat maharetlerini geliştirmeye, toplumsal etkileşim yeteneklerini artırmaya ve günlük hayat maharetlerini kazanmaya odaklanır. Bilişsel Davranışçı terapi, tekrarlayıcı davranışları ve rutinleri yönetmeye, duygusal düzenlemeyi geliştirmeye ve uygun toplumsal davranışları öğretmeye yardımcı olabilir. 

Ayrıca, aile eğitimi ve dayanak programları, aile üyelerinin bireyin gereksinimlerini anlamalarına, dayanak vermelerine ve tesirli bir halde bağlantı kurmalarına yardımcı olabilir. İlaç tedavisi bazen semptomların idaresine yardımcı olabilir, bilhassa Obsesif kompulsif bozukluk (Okb), anksiyete, depresyon üzere eşlik eden durumlar varsa. Tedavi, bireyin hayat kalitesini artırmaya ve bağımsızlık seviyesini maksimize etmeye odaklanırken, erken teşhis ve erken müdahale ekseriyetle daha âlâ sonuçlar sağlayabilmektedir.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı